İlk kez Japonya da uygulanmaya başlanılan şeker hastalığı
ameliyatı adıyla 18 ila 65 yaş arası diyabet hastalarının sorunlarını kökünden
ortadan kaldırmayı amaç edinen bu ameliyat ilk kez Türk hastalara uygulanacak.
Metabolik cerrahi adı verilen bu ameliyat ile milyonlarca kişinin sorunu olan
diyabete kesin çözüm kazandırmak ilke edinmektedir. Şeker hastalığı ameliyatı
ileri derece diyabet hastalarının veya sonucu ölüme kadar uzanan diyabet
hastalıklarının tedavi sürecinin dolması veya umut kesilmesi durumunda
uygulanabilecek ameliyatlardandır. Bu ameliyat sayesinde sadece şeker
hastaları için değil yüksek tansiyon ve kolesterol hastalarını da sağlıklı bir
yaşama kavuşturmak ilke edinmektedir. Şeker hastaları için hekimler
sağlıklarının düzene girmesi için belirtmiş oldukları kurallara uymaları
konusunda sıkça uyarılarda bulunmaktadırlar. Bu uyarıların takibi yapılmadığı
takdirde veya çeşitli sorunlar oluşturabilecek konularda insanlar için sonu
olmayan bir çukura doğru ilerlemektedir. İleal interpozisyon ameliyatı ile tip 2 diyabet, yüksek tansiyon, kolesterol gibi hastalıklardan kurtulabilirsiniz.
Şeker Hastalığı Tedavisinde Metabolik Cerrahi Nasıl Uygulanır
Tip 2 diyabet cerrahisi
sindirim sistemine uygulanan bir cerrahidir. Burada mide ve incebağırsaklar
üzerinde cerrahi girişimler yapılmaktadır. Ve tüm sindirim sistemi cerrahilerinde
olduğu gibi bu cerrahide de genel anestezi kullanılmaktadır. Ve ameliyatların
ortalama süresi 2 ile 4 saat arasında değişmektedir. Bu ameliyata hazırlık
aşamasında mutlaka endokrinoloji uzmanı ile diyabetin durumu hakkında iş
birliği içinde olunmalıdır. Bunun yanında ameliyat olan olgularımızda diyabetin
düzelmesi yapmış olduğumuz ameliyatın tipine göre değişim göstermektedir. Eğer
uygulamış olduğumuz ameliyat tipi özellikle gastrik bypass vb. ameliyatsa bu
olgularımızda Tip 2 diyabetteki düzelme 24 ile 72 saatlik bir süre içerisinde
gerçekleşebilmektedir. Bununla birlikte mide bandı veya tüp mide olarak
adlandırmış olduğumuz ameliyatlardan uyguladığımızda diyabetteki düzelme direkt
olarak karşımıza çıkmamakta, kilo kaybı sonrasında diyabette gerilemeyle
diyabetin iyileştiğini görmekteyiz. Hastalarımızın büyük bir çoğunluğu
hastaneden taburcu olmadan önce kan şekeri düzeylerinin normale geldiğini
görmekteyiz. Bu olgularımız kullanmış oldukları ilaçları ve insülini tamamen
bırakmakta, bırakmayan olgularımız ise takip altına alınarak gelişmeler takip
edilmektedir.
Metabolik Cerrahi
Yaşam tarzının ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi
sonucunda insanların metabolizmalarında da değişiklikler meydana gelmektedir. Kilo
fazlalığı, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklarla kendini gösteren bu
değişikliklere metabolik sendrom adı verilmektedir. Bu hastalıklar vücutta çok
ciddi tahribata neden olmakta, kalp, böbrek, karaciğer rahatsızlıklarına da
zemin hazırlamaktadır. Bu hastalıklar sonucu kaybedilen insanlar ve tedavileri
için harcanan kaynaklar göz önüne alındığında, bilim dünyasının metabolik
sendromların tedavisi için kafa yorması şaşırtıcı değildir.
İnsan vücudunda yol açtığı tahribat ve pek çok ölümcül
hastalığa zemin hazırlaması nedeniyle Tip 2 diyabet, tedavisi aranan metabolik
sendromlar arasında başı çekmektedir. Bu diyabet türü, genellikle yetişkin
insanlarda ortaya çıkar. Rahatsızlığın temelinde hastanın vücudundaki insülin üretimi
ve etkisi ya insülin karşıtı hormonlar tarafından baskılanmıştır, ya da hasta
insülin direnci sebebiyle vücudunda mevcut olan insülini kullanamıyordur.
Tip 2 diyabet hastalarına tavsiye edilen yöntemler
hastalığın çözümüne katkı sağlamamaktadır. Sıkı bir diyet kontrolü ve yaşam
tarzını tamamen değiştirmek ancak çok az sayıda hastanın yapabildiği bir şeydir.
Ayrıca bu durumda bile zaman içinde vücut içindeki insülin rezervlerinin
tükenmesi önlenememektedir. Hasta zaman içinde ilaçlara ve insülin rezervleri
tükendiği zaman insüline başlamak zorunda kalmaktadır. Anlaşılacağı üzere tip 2
diyabet etkileri giderek ağırlaşan bir hastalıktır ve hiçbir ilaç veya
hayatınızda yapacağınız değişiklik hastalığın ilerlemesini önleyememektedir. Bir
şey hariç: Metabolik Cerrahi
Metabolik cerrahi, en özet şekliyle yukarıda açıkladığımız
metabolik sendromların cerrahi tedavisidir. Ameliyatların yaklaşık olarak 50 yıllık
geçmişi vardır ve ilk odaklandıkları nokta obezitenin cerrahi tedavisidir.
Bunun için uygulanan yöntem ise midenin bir kısmının alınarak hacim olarak
midenin küçültülmesidir. Ancak uzun dönem takip sonucunda bu yöntemin
uygulandığı hastaların zaman içinde kaybettikleri kiloları misliyle geri
aldıkları anlaşılınca daha istikrarlı sonuçlara ulaşmak amacıyla ameliyatın
prensibi değişmiştir.
Değişen nokta; hastanın mide kapasitesinin kısıtlamak yerine
ince bağırsağın fonksiyonlarının kısıtlanmasıdır. Bu amaçla geliştirilen
ameliyat yöntemlerinin her birinde uzunluğu değişiklik göstermekle beraber
nihai hedef ince bağırsakların bir kısmını sindirim sistemi dışında
bırakmaktır. Bu ameliyatlar sonucunda hastalar sadece kilo kaybetmekle kalmamışlar,
kan şekeri düzeyleri, tansiyon, kolesterol, trigliserit değerleri de normal
seviyelere gerilemiştir. Üstüne üstlük vücuttaki bu değişim, hasta henüz kilo vermeye başlamadan
gerçekleşmiştir. Bunun tek açıklaması, sindirim sistemine yapılan bu cerrahi
müdahaleler sayesinde vücudun hormonal dengesi ve metabolizması da değişmekte,
normale dönmektedir. İşte bu sebeple bu ameliyatlar metabolik cerrahi başlığı
altında toplanmaktadırlar.
Alper Çelik
Tip 2 Diyabet Cerrahisi yani ileal interpozisyon ismi verilen ameliyatı yapan Doç. Dr. Alper Çelik'in biyografisine aşağıdan ulaşabilirsiniz. Yazı www.metabolikcerrahi.com adresinden alınmıştır.
Alper Çelik 26.02.1975 yılında Aksaray’da doğdu. İlkokulu İskenderun Namık Kemal İlkokulu ortaöğrenimini İskenderun İstiklal Makzume Anadolu Lisesi’nde tamamladı. 1993 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıbbiye eğitimine başladı. 2000 yılında Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde genel cerrahi ihtisasına başladı ve 2004 yılında ihtisasını tamamladı. Alper Çelik 2005 yılında Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nde önce öğretim görevlisi, sonrasında Yrd. Doç. Dr. olarak öğretim üyeliği yaptı.
2007 yılında Prof. Dr. Fumio Konishi’nin davetlisi olarak Japonya Saitama Medical Center of Jichi Medical University’de clinical and research fellow olarak çalıştı. Bu sürede iki adet araştırma projesi tamamladı ve aynı dönemde Dr. Kazunori Kasama ile çalışma ve araştırma yapma imkanı buldu. 2008 yılında öncelikle Brezilya Sao Paolo Sao Camilio Hospital’de Dr. Ricardo Cohen ve Dr. Louis Berti ile çalışma olanağı buldu. Sonrasında Hindistan’da Dr. Muffazal Lakdawala ve Dr. Suren Ugale ile çalıştı. Bu sürede 1. ACMOMS (1st Asian Consensus Meeting on Metabolic Surgery) toplantısına oylama üyesi olarak katıldı.
Alper Çelik 2009 yılında askerlik görevini Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde tamamladı. Bu dönemde Etimesgut Askeri Hastanesi tarafından düzenlenen Metabolik Sendrom Sempozyumu’nda konuşmacı olarak görev aldı. 2010 yılında önce İtalya Genova’da IFSO dönem başkanı ve Obesity Surgery Dergisi’nin Şef Editörü Prof. Dr. Nicola Scopinaro’nun yanında BPD (Biliopankreatik Diversiyon) ameliyatının eğitimini aldı. Aynı yıl içinde Gaziosmanpaşa Üniversitesi’ndeki görevinden ayrılarak Universal Hospitals bünyesindeki Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde Yrd. Doç. Dr. olarak çalışmaya başladı.
Alper Çelik 2010 yılında öncelikle Hindistan Hyderabad kentinde Ileal İnterpozisyon Operasyonu ile ilgili 1. Dünya Workshop uygulamasına katıldı ve bu ameliyat ile ilgili olarak Dr. Surendra Ugale ve Dr. Aureo DePaula ile çalışma imkânı buldu. 2011 yılında Japonya’da yapılan IFSO-APC (International Federation For Surgical Treatment of Obesity and Related Disorders-Asia Pacific Chapter) toplantısında oturum başkanlığı ve konsensus konferansında oylama üyeliği yaptı. 31 Ağustos – 3 Eylül 2011 tarihleri arasında Almanya Hamburg’da düzenlenen 16. Dünya Kongresi’ne katıldı.
2011 yılı Haziran ayında Doçent olan Alper Çelik, Eylül 2011’de Universal Taksim Alman Hastanesi bünyesinde Metabolik Cerrahi Ünitesi’ni kurdu. Şubat 2012’de önce Singapur’da düzenlenen Metabolik Cerrahi Toplantısına (The Asia-Pacific Workshop on Metabolic Surgery for Type 2 Diabetes) sonra Hindistan Hyderabad’da yapılan 2. İleal interpozisyon workshop uygulamasına katıldı ve sonrasında Hindistan Bangalor kentinde yapılan Metabolik Cerrahi Konsensus Konferansı’nda Konsensus başkanlığı görevinde bulundu.
16-18 Şubat 2012 tarihlerinde İspanya Malaga’da yapılan “Diabetes Surgery BMI 24-34. How and Why” başlıklı organizasyona katıldı. 26-28 Nisan 2012 tarihlerinde İspanya Barselona’da yapılan IFSO-EC (International Federation For Surgical Treatment of Obesity and Related Disorders-European Chapter) toplantısının Metabolik Cerrahi oturumunda ve 23-27 Mayıs 2012 tarihleri arasında İzmir’de düzenlenen 18. Ulusal Cerrahi Kongresi’nde “Metabolik Sendrom ve Cerrahi Tedavisi” başlıklı oturumlarda konuşmacı olarak görev aldı.
Dr. Çelik 16 Haziran 2012 tarihinde İstanbul Taksim Alman Hastanesi’nde yapılan İleal İnterpozisyon Sempozyumu’nda düzenleyici ve konuşmacı olarak görev yaptı. Sonrasında 20 Ekim 2012 tarihinde yine Taksim Alman Hastanesi bünyesinde 1. Ulusal İleal İnterpozisyon Workshop uygulamasını başarı ile düzenledi. 2012 yılının sonlarında sırası ile önce 15 kasım 2012’de Antalya’da düzenlenen 1. Obezite ve Metabolik Cerrahi Çalıştayı, 22-23 kasım 2012 tarihleri arasında Frankfurt’ta düzenlenen 7. Frankfurter Meeting toplantısı ve 30 kasım-1 Aralık tarihlerinde Konya’da düzenlenen Obezite ve metabolik hastalıklarda cerrahi yaklaşımlar konulu sempozyumda konuşmacı olarak görev aldı.
Son olarak 6-8 Şubat 2013 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen “Excellence In Diabetes” başlıklı toplantıya katıldı. Dr. Alper Çelik iyi derecede İngilizce, orta derecede Almanca ve Japonca bilmektedir. Evli ve bir çocuk babasıdır.
ileal interpozisyon
İleal interpozisyon ameliyatı ile ilgili detaylı bilgiye aşağıdaki yazıdan ulaşabiirsiniz.
İleal İnterpozisyon terimi en özet ifade ile ince bağırsağın son kısmı ile başlangıç kısmının yer değiştirmesi işlemidir. Bu ameliyat insülin direncine neden olan hormonları devre dışı bırakıp, insülin duyarlılığını artıran hormon seviyelerini yükseltmek prensibi üzerinden işlev görür.
Sindirim sisteminin başlangıç kısımlarından Ghrelin (mide), GİP (oniki parmak barsağı) ve glukagon (pankreas) isimli insülin direnç hormonları ve ince barsağın son kısmındaki L hücrelerinden de GLP-1 adı verilen insülin duyarlılık hormonları salgılanır. Bu işlem ile asıl hedeflenen direnç hormonlarını azaltıp, duyarlılık hormonlarını artırmaktır.
GLP-1 insülin etkisini arttıran ve pankreasın insülin üretimini uyaran bir hormondur. İnce barsağın son kısmına ‘ileum’ adı verilir. İnce barsağın son kısmının,</div> yani ileum’un, cerrahi olarak taşınmasına ‘interpozisyon’ adı verilmektedir: ‘İleal İnterpozisyon’.
İleal İnterpozisyon ameliyatında sadece ince barsağın ileum adı verilen son kısmının yeri değişmiyor. Ayrıca İleal İnterpozisyon ameliyatının etkisini güçlendirecek şekilde başka hormon değişiklikleri oluşturmak amacıyla, midenin sol üst dış kısmından (fundus) bir bölüm çıkartılıyor. Midenin çıkartılan bu kısmından ‘ghrelin’ adı verilen bir hormon salgılanmaktadır. Ghrelin hormonunun iki tane önemli görevi vardır.
1) Beyin tabanında Hipotalamus olarak adlandırılan ve açlık hissini kontrol eden merkeze uyarılar göndererek açlık hissini oluşturmak.
2) Hücre içi insülin direnci.
İleal İnterpozisyon ameliyatında midenin bu kısmını devre dışı bırakılmasının bir diğer önemli nedeni daha vardır: Şayet sadece ince barsaklarda yer değişikliği yapıp mide üzerinde her hangi bir işlem yapılmaz ise “Gastrik Dilatasyon” denilen mide genişlemesi ve buna bağlı inatçı bulantı ve kusma nöbetleri görülmektedir. İşte bu 3 nedenden dolayı midenin “fundus” olarak adlandırılan sol üst dış kısmı çıkarılmaktadır.
İleal İnterpozisyon ameliyatında ince barsaktaki yer değiştirmeye ilaveten midenin fundus bölgesinin alınması ile özellikle Tip 2 Diyabette aşırı artan ghrelin hormonu düzeyleri çok düşük seviyelere iner. Bu şekilde ameliyat sonrası dönemde hastalarımız uzun süre yemek yemeseler bile çok fazla açlık hissetmemektedirler.
İleal İnterpozisyon ameliyatında midenin bir kısmının alınmasındaki temel amaç mide hacmini küçültmek değildir. Amaç, açlık hissini tetikleyen ghrelin hormonunun salgısını azaltmak ve barsaktaki yer değiştirmeye bağlı ortaya çıkabilen ve inatçı bulantı-kusmalarla seyreden “gastrik dilatasyon” durumunun engellenmesidir. Bu yüzden İleal İnterpozisyon ameliyatında, morbid obezite ameliyatı olarak yapılan “tüp mide” ameliyatından daha geniş mide bırakılır. Hastaların az yemek yemelerini sağlayan neden hormonal olarak oluşturulan yeni düzenlemedir. Bu nedenlerden dolayı İleal İnterpozisyon ameliyatı anatomik olarak ileri düzeyde bir sindirim sistemi cerrahisi olmakla birlikte, etki mekanizmaları açısından bakıldığında tam olarak bir “Metabolik Cerrahi” işlemidir.
İleal İnterpozisyon ameliyatında uygulanan her adımın bir hormonal hedefi vardır. Bu hedefler her hasta için pek çok çeşitli faktörler göz önüne alınarak değerlendirilir ve gerekirse hastanın durumuna göre değişiklikler yapılır. Bu anlamda İleal İnterpozisyon dinamik bir karar alma sürecidir.
Kaynak: http://www.metabolikcerrahi.com/ileal-interpozisyon
İleal İnterpozisyon terimi en özet ifade ile ince bağırsağın son kısmı ile başlangıç kısmının yer değiştirmesi işlemidir. Bu ameliyat insülin direncine neden olan hormonları devre dışı bırakıp, insülin duyarlılığını artıran hormon seviyelerini yükseltmek prensibi üzerinden işlev görür.
Sindirim sisteminin başlangıç kısımlarından Ghrelin (mide), GİP (oniki parmak barsağı) ve glukagon (pankreas) isimli insülin direnç hormonları ve ince barsağın son kısmındaki L hücrelerinden de GLP-1 adı verilen insülin duyarlılık hormonları salgılanır. Bu işlem ile asıl hedeflenen direnç hormonlarını azaltıp, duyarlılık hormonlarını artırmaktır.
GLP-1 insülin etkisini arttıran ve pankreasın insülin üretimini uyaran bir hormondur. İnce barsağın son kısmına ‘ileum’ adı verilir. İnce barsağın son kısmının,</div> yani ileum’un, cerrahi olarak taşınmasına ‘interpozisyon’ adı verilmektedir: ‘İleal İnterpozisyon’.
İleal İnterpozisyon ameliyatında sadece ince barsağın ileum adı verilen son kısmının yeri değişmiyor. Ayrıca İleal İnterpozisyon ameliyatının etkisini güçlendirecek şekilde başka hormon değişiklikleri oluşturmak amacıyla, midenin sol üst dış kısmından (fundus) bir bölüm çıkartılıyor. Midenin çıkartılan bu kısmından ‘ghrelin’ adı verilen bir hormon salgılanmaktadır. Ghrelin hormonunun iki tane önemli görevi vardır.
1) Beyin tabanında Hipotalamus olarak adlandırılan ve açlık hissini kontrol eden merkeze uyarılar göndererek açlık hissini oluşturmak.
2) Hücre içi insülin direnci.
İleal İnterpozisyon ameliyatında midenin bu kısmını devre dışı bırakılmasının bir diğer önemli nedeni daha vardır: Şayet sadece ince barsaklarda yer değişikliği yapıp mide üzerinde her hangi bir işlem yapılmaz ise “Gastrik Dilatasyon” denilen mide genişlemesi ve buna bağlı inatçı bulantı ve kusma nöbetleri görülmektedir. İşte bu 3 nedenden dolayı midenin “fundus” olarak adlandırılan sol üst dış kısmı çıkarılmaktadır.
İleal İnterpozisyon ameliyatında ince barsaktaki yer değiştirmeye ilaveten midenin fundus bölgesinin alınması ile özellikle Tip 2 Diyabette aşırı artan ghrelin hormonu düzeyleri çok düşük seviyelere iner. Bu şekilde ameliyat sonrası dönemde hastalarımız uzun süre yemek yemeseler bile çok fazla açlık hissetmemektedirler.
İleal İnterpozisyon ameliyatında midenin bir kısmının alınmasındaki temel amaç mide hacmini küçültmek değildir. Amaç, açlık hissini tetikleyen ghrelin hormonunun salgısını azaltmak ve barsaktaki yer değiştirmeye bağlı ortaya çıkabilen ve inatçı bulantı-kusmalarla seyreden “gastrik dilatasyon” durumunun engellenmesidir. Bu yüzden İleal İnterpozisyon ameliyatında, morbid obezite ameliyatı olarak yapılan “tüp mide” ameliyatından daha geniş mide bırakılır. Hastaların az yemek yemelerini sağlayan neden hormonal olarak oluşturulan yeni düzenlemedir. Bu nedenlerden dolayı İleal İnterpozisyon ameliyatı anatomik olarak ileri düzeyde bir sindirim sistemi cerrahisi olmakla birlikte, etki mekanizmaları açısından bakıldığında tam olarak bir “Metabolik Cerrahi” işlemidir.
İleal İnterpozisyon ameliyatında uygulanan her adımın bir hormonal hedefi vardır. Bu hedefler her hasta için pek çok çeşitli faktörler göz önüne alınarak değerlendirilir ve gerekirse hastanın durumuna göre değişiklikler yapılır. Bu anlamda İleal İnterpozisyon dinamik bir karar alma sürecidir.
Kaynak: http://www.metabolikcerrahi.com/ileal-interpozisyon
ileal interpozisyon
İleal interpozisyon oniki parmak bağrısak, ince bağırsakları ve mideyle alakalı bir ameliyattır. Midenin sol tarafı kapatılarak dışarı alınır. 12 parmak barsak ve mide arasındaki bağlantı kapatılarak midenin yönü aşağı tarafa doğru çevrilir. Son olarak ince bağırsağın son kısmı ile ilk kısmı yer değiştirilir.
İleal İnterpozisyon terimi en özet ifade ile ince bağırsağın son kısmı ile başlangıç kısmının yer değiştirmesi işlemidir. Bu ameliyat insülin direncine neden olan hormonları devre dışı bırakıp, insülin duyarlılığını artıran hormon seviyelerini yükseltmek prensibi üzerinden işlev görür.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)